Frankfurt Eyalet Mahkemesi kararı – 2-06 O 532/23 ve 2-06 O 533/23
Frankfurt Eyalet Mahkemesi, marka hakkı ihlali konusundaki bir anlaşmazlıkta, sanatsal özgürlüğü tescilli markanın korunmasından daha yüksek değerlendirerek, bir lüks çanta üreticisinin ihtiyati tedbir talebini reddetti (Dosya No: 2-06 O 532/23 ve 2-06 O 533/23).
Marka hukuku, ticari hakların korunmasının ana alanlarından biridir. Marka tescili sayesinde şirketler kendilerini taklitçilerden koruyabilirler. Özellikle bir markanın ayırt edici özellikleri müşterilere yüksek bir tanıma değeri sunar. Bu yüzden kendi markasının korunması özellikle önemlidir, diyor MTR Legal Rechtsanwälte hukuk bürosu, ticari hakların korunması ve marka hukuku konularında danışmanlık yapan.
Marka korumasının sınırları var
Ancak marka korumasının da sınırları vardır ve korunan bir markanın ayırt edici özellikleri başkaları tarafından kullanılabilir. Bunu Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde bir lüks çanta üreticisi tecrübe etti.
Üretici, çantalarını marka hukuku kapsamında korumuştu. Etek, elbise ve çanta gibi ürünler üreten bir moda markası, markalı çantaların ayırt edici özelliklerini işleyerek bunları bir moda gösterisi ve sosyal medya platformlarında sundu. Bu yüzden lüks çanta üreticisi, moda markasının ürünleri göstermesinin yasaklanması için Frankfurt Eyalet Mahkemesi’ne ihtiyati tedbir başvurusunda bulundu.
Frankfurt Eyalet Mahkemesi ihtiyati tedbiri reddetti
Frankfurt Eyalet Mahkemesi ihtiyati tedbiri reddetti. Çanta üreticisi bu durumda marka korumasına başvuramaz. Böylece mahkeme moda markasının argümanını takip etti. Moda markası, ürünleri ve lüks çantanın ayırt edici özelliklerinin kullanımını, kadınların bu çantaları sözde ‘Sugar Daddys’lerden hediye almasına dair kadın klişelerine vurgu yapmak istediklerini belirtti. Bu bağlamda, marka sanat ve ifade özgürlüğüne atıfta bulundu.
Mahkeme, marka koruması ve sanat özgürlüğü arasında bir denge sağlanması gerektiğini belirtti. Moda markası, insansızlaştıran kliseleri vurgulamak ve toplumda aksesuar olarak görülen kadınlarla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla sahneleme yapmak istediğini belirtti. Moda markasına göre kadınlar, erkekleri ‘insan bankası’ olarak kullanarak ve toplumca biçilen rolleri üstlenerek vicdanlarını rahatlatıyorlar.
Duruma göre karar
Sonuç olarak Frankfurt Eyalet Mahkemesi, bir markayla ilgilenmenin de sanat özgürlüğü kapsamında korunabileceği görüşüne vardı. Moda gösterisindeki sahnelemenin toplumun abartılı sunumuyla birlikte sanat özgürlüğü tarafından korunduğunun dikkate alınması gerektiği, başvuru sahibinin markasının bu sahnelemede karalanmadığı ve sadece sahnelemenin bir parçası olduğu belirtildi.
Ancak nihai olarak, marka hukuku ile sanat özgürlüğü arasındaki denge her zaman duruma bağlıdır. MTR Legal Rechtsanwälte, marka hukuku konusunda danışmanlık yapmaktadır ve bağlantı ticaret hukuku koruması.
Bizimle iletişim kurabilirsiniz.