Evlilik Sözleşmesi – Mal Artırımına Katılmanın Hariç Tutulması Ahlaka Aykırı Değildir

News  >  Familienrecht  >  Evlilik Sözleşmesi – Mal Artırımına Katılmanın Har...

Arbeitsrecht-Anwalt-Rechtsanwalt-Kanzlei-MTR Legal Rechtsanwälte
Steuerrecht-Anwalt-Rechtsanwalt-Kanzlei-MTR Legal Rechtsanwälte
Home-Anwalt-Rechtsanwalt-Kanzlei-MTR Legal Rechtsanwälte
Arbeitsrecht-Anwalt-Rechtsanwalt-Kanzlei-MTR Legal Rechtsanwälte

Mal ayrılığının tanıtımı

Mal ayrılığı, evli çiftlerin evlilik sözleşmesiyle bireysel olarak kararlaştırabilecekleri bir mal rejimidir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin aksine, mal ayrılığında eşlerin malları kesin olarak birbirinden ayrıdır. Bu şu anlama gelir: Her eş, evlilikten önce sahip olduğu ve evlilik sırasında edindiği malların tek sahibi olarak kalır. Boşanma veya ölüm yoluyla evliliğin sona ermesi halinde edinilmiş mallara katılma söz konusu olmaz. Yani, eşlerin malları birlikte değerlendirilmez veya bölüştürülmez, her eşin malvarlığı tam olarak kendisinde kalır.

Mal ayrılığı, noter tarafından düzenlenen bir evlilik sözleşmesi ile kararlaştırılır. Sadece bu şekilde düzenleme hukuken geçerli olur ve her iki eşi de ileride mal konusunda çıkabilecek anlaşmazlıklara karşı korur. Özellikle eşlerden birinin veya her ikisinin evlenmeden önce önemli bir servete sahip olduğu ya da evlilik süresince bağımsız olarak malvarlığı elde etmek istediği durumlarda, mal ayrılığı mantıklı bir seçenek olabilir. Mal ayrılığı, netlik sağlar ve boşanma halinde evlilik sürecinde edinilen malların paylaşılmasını engeller.

Şirket Evliliklerinde Edinilmiş Mallara Katılmanın Hariç Tutulması

Özellikle şirket sahiplerinin evliliklerinde, şirketin ekonomik olarak korunabilmesi için evlilik sözleşmesi önemli olabilir. Ancak, evlilik sözleşmesinde ahlaka aykırılık sınırı aşılmamalıdır. BGH, 28 Mayıs 2025 tarihli kararıyla, edinilmiş mallara katılmanın sözleşmeyle etkili bir şekilde hariç tutulduğunu; hatta bu durumun eşlerden biri açısından önemli bir dezavantaj oluşturmasına rağmen geçerli olduğunu belirlemiştir (Az. XII ZB 395/24).

Şirket evliliklerinde, şirketi olası bir boşanmanın mali sonuçlarından korumak için evlilik sözleşmesi çok önemli bir rol oynar. Evlilik sözleşmesinde edinilmiş mallara katılmanın hariç tutulması ve mal paylaşımı gibi farklı düzenlemeler yapılabilir. Mal ayrılığı mutlaka evlilik sözleşmesinde belirtilmelidir; böylece her iki eş için de hukuki güvence sağlanır. Böyle bir anlaşma olmadığında, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir; bu, evlilik sözleşmesinde mal ayrılığının kararlaştırılmasıyla değiştirilebilir. Alman Medeni Kanunu (BGB) ve mal rejimi hükümleri, evlilik sözleşmesinin hazırlanmasında yasal temel oluşturur ve eşlerin malvarlıklarını düzenler. Mal ayrılığı dışında, evlilik sözleşmesinde mal ortaklığı gibi diğer mal rejimleri de düzenlenebilir. Şirket sahipleri ve aileleri için mal ayrılığı, işletme varlıklarının korunmasını ve bir ayrılık durumda dezavantajların önlenmesini sağlar. Aksi takdirde, şirket varlıkları ya da bunların değer artışları da paylaşılmak zorunda kalabilir; bu da şirketin ciddi şekilde mali açıdan zayıflamasına yol açabilir. Bunun önüne geçmek için, evlilik sözleşmesinde gerekli düzenlemelerin yapılması önemlidir, diye belirtiyor MTR Legal Rechtsanwalt, aynı zamanda aile hukuku alanında da danışmanlık vermektedir.

Evlilik Sözleşmesinde Edinilmiş Mallara Katılmamın Hariç Tutulması

BGH önüne gelen somut olayda, çift şirketin korunması amacıyla evlilik sözleşmesi yapmış ve sözleşmede açıkça mal ayrılığı kararlaştırılmıştı; bu durum her iki eş için hukukî açıklık sağlamıştı. Evlilik sözleşmesi kapsamında mal ayrılığının yanı sıra, boşanma sonrası nafaka ve mal paylaşımı gibi başka hükümler de düzenlendi. Böyle bir sözleşme olmadan, eşler için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi (BGB’ye göre) uygulanır; ancak, bu, mal ayrılığının kararlaştırılması ile değiştirilebilir. Mal rejimi ve yasa maddeleri, bu tür sözleşmeler için hukukî altyapıyı oluşturur ve bireysel düzenlemelere imkan tanır. Mal ayrılığı yanında, evlilik sözleşmesinde mal ortaklığı gibi diğer mal rejimleri de düzenlenebilir. Şirket sahipleri ve aileleri için mal ayrılığı, işletme varlıklarının korunmasını ve bir ayrılık durumunda dezavantajların önlenmesini sağlar. Kadın o dönemde işletmeci ve bir GmbH genel müdürü olarak aylık brüt yaklaşık 4.200 Euro maaşla çalışıyor, eşi ise aile şirketinde aktif olarak görev alıyordu. Şirketin ana sözleşmeleri, her ortağın eşiyle birlikte mal ayrılığı yapmasını zorunlu kılıyordu.

Evliliğin yaklaşık on yıl sonra sona ermesinin ardından, kadın, evlilik sözleşmesinin aksi hükmüne rağmen edinilmiş mallara katılma talebinde bulundu.

BGH: Ahlaka Aykırılık Yok

Kadının talebi BGH tarafından da reddedildi. Federal Adalet Mahkemesi, Stuttgart Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin değerlendirmesini doğru bularak, mal ayrılığının geçerli şekilde kararlaştırıldığını ve evlilik sözleşmesinin ahlaka aykırı olmadığını teyit etti. Evlilik sözleşmesindeki hükümler yasal düzenlemelere uygun olup, mal ayrılığı açıkça kararlaştırılmıştır. Sözleşme, Alman Medeni Kanunu (BGB) ve mal rejimi hükümlerine uygun olarak hazırlanmış ve yasal düzenleme sözleşmeyle değiştirilmiştir. Her ne kadar evlilik sözleşmesi, kadının aleyhine tek taraflı bir mal dağılımına yol açsa da, Karlsruhe hâkimleri bu sözleşmenin ahlaka aykırı olmadığını belirtti. Mal ayrılığı en çok ekonomik olarak bağımsız eşler ve onların aileleri için ayrılık halinde dezavantajların önlenmesi açısından avantaj sağlar. Mal ayrılığının dışında, evlilik sözleşmesinde edinilmiş mallara katılma veya mal ortaklığı gibi başka mal rejimleri de düzenlenebilir.

Belirleyici olan, kadının ekonomik olarak bağımsız olması, iyi eğitimli olması ve sözleşme imzalanırken tamamen ehliyetli olmasıdır. Ayrıca babası aracılığıyla bir noter ve avukattan hukuki danışmanlık alabilmiştir. Kadının sözleşme imzalarken baskı altında olmadığı veya zor durumda bırakılmadığı, bu durumun istismar edilmediği vurgulandı. Kadının ekonomik olarak bağımsız olduğu ve evlilik yapmaya finansal olarak mecbur olmadığı BGH tarafından belirtildi. Ayrıca, GmbH genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra da eğitimi sayesinde benzer bir görevde çalışma şansı yüksekti. Boşanma halinde de, sözleşme ile aylık ödeme güvencesi de elde etmişti. Ayrıca, kadının evlilik sözleşmesiyle hazırlıksız yakalandığına dair bir belirti de bulunmamaktadır, dedi BGH.

İşletme Varlığının Korunması Meşru Bir Menfaattir

Ayrıca, şirket evliliklerinde işletme varlığının korunması kabul edilen meşru bir menfaattir. Edinilmiş mallara katılmanın hariç tutulması ve evlilik sözleşmesinde mal ayrılığının kararlaştırılması, her iki eşe de hukuki güvence sağlar. Evlilik sözleşmesi, Alman Medeni Kanunu (BGB) ve mal rejimi hükümlerine uygun olarak hazırlanır; aksi bir düzenleme olmadıkça, yasal olarak edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Mal ayrılığı dışında, evlilik sözleşmesinde edinilmiş mallara katılma veya mal ortaklığı gibi başka mal rejimleri de düzenlenebilir. Özellikle şirket sahipleri ve aileleri için mal ayrılığı, işletme varlıklarının korunmasını ve ayrılık halinde dezavantajların önlenmesini sağlar. Edinilmiş mallara katılmanın hariç tutulması, burada, şirketin devamını temin etmeye hizmet eder; BGH bunu ayrıca vurgulamıştır.

Ancak, bu karara rağmen evlilik sözleşmesiyle edinilmiş mallara katılmanın hariç tutulması veya diğer hükümler ahlaka aykırı olabilir. Bir evlilik sözleşmesi, sözleşme yapılırken açıkça katlanılamaz ve tek taraflı bir yük dağılımı içeriyorsa ve bu, dengesiz bir müzakere pozisyonuyla veya zorlanma durumunun istismarıyla birlikteyse, ahlaka aykırı kabul edilir. Bu, örneğin taraflardan birinin mali veya sosyal olarak açıkça daha zayıf olduğu, belirgin bir bağımlılık ilişkisi veya baskı durumu bulunduğu, tek taraflı dezavantaja rağmen herhangi bir telafi mekanizması bulunmadığı veya bir tarafın sözleşmeyle hazırlıksız yakalandığı hallerde söz konusu olabilir. Böyle durumlarda, evlilik sözleşmesi geçersiz ilan edilebilir.

Mal Ayrılığının Vergisel Etkileri

Evlilik sözleşmesinde mal ayrılığının seçilmesi, boşanma durumunda sadece eşlerin malvarlığını değil, aynı zamanda özenle değerlendirilmesi gereken vergi hukuku sonuçlarını da doğurur. Edinilmiş mallara katılma rejiminden farklı olarak, mal ayrılığında, ölüm veya boşanma halinde genellikle uygulanan ve miras vergisinden muaf tutulan edinilmiş mallara katılma hakkı ortadan kalkar. Bu, özellikle miras halinde, eşler arası 500.000 Euro’luk muafiyet sınırını aşan bir malvarlığının devredilmesi durumunda, vergi açısından dezavantajlara yol açabilir. Böyle hallerde, edinilmiş mallara katılma rejimine göre daha yüksek bir vergi yüküyle karşılaşılabilir.

Ayrıca, mal rejiminin seçiminin, miras ve aile hukukuna ilişkin başka sonuçları olabileceği de unutulmamalıdır. Mal ayrılığı her durumda en iyi çözüm değildir. Bazı durumlarda, değiştirilen bir edinilmiş mallara katılma rejimi daha uygun olabilir. Bu, boşanma halinde edinilmiş mallara katılmaya imkân vermemek, ancak ölüm halinde bu hakkı koruyarak vergi avantajı sağlamak anlamına gelebilir.

Bu nedenle, evlilik sözleşmesinde mal ayrılığı kararlaştırılmadan önce kapsamlı bir danışmanlık alınması tavsiye edilir. Deneyimli bir avukat veya vergi danışmanı, bireysel malvarlığı durumunun analizine ve farklı mal rejimlerinin vergi ve hukuki sonuçlarının değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Böylece, seçilecek mal rejiminin, eşlerin kişisel ve finansal gereksinimlerine en uygun olacak şekilde belirlenmesiyle istenmeyen dezavantajların ortaya çıkması engellenebilir. Almanya’da mal ayrılığı, evlenmeden önce veya sonra noter huzurunda yapılan bir evlilik sözleşmesiyle kararlaştırılabilen yasal bir mal rejimidir. Mal, vergi ve miras hukuku bakımından oluşabilecek tüm sonuçları dikkate almak için dikkatli bir planlama ve danışmanlık gereklidir.

Evlilik Sözleşmesini Hukuka Uygun Hazırlamak

Buna karşılık, BGH ele alınan olayda, şirket evliliklerinde sözleşme özgürlüğünü kabul etmiştir. Nesnel eşitsizlik olsa dahi, her iki tarafın da sözleşmenin sonuçlarını bilerek kabul etmesi, sözleşmenin geçerliliği için yeterlidir. Taraflardan birinin öznel olarak mağdur edilmediği ve işletme varlıklarının korunması gibi meşru menfaatler açıkça görülebildiği sürece, böyle bir evlilik sözleşmesi ahlaka aykırı değildir.

Evlilik sözleşmesinde, edinilmiş mallara katılmanın hariç tutulması, mal paylaşımı düzenlemeleri veya mal ayrılığı gibi çeşitli hükümler düzenlenebilir. Evlilik sözleşmesinin hazırlanması, Alman Medeni Kanunu (BGB) ve mal rejimi hükümleri doğrultusunda yapılır. Mal ayrılığının yanı sıra, edinilmiş mallara katılma veya mal ortaklığı gibi başka mal rejimleri de sözleşmede düzenlenebilir. Mal ayrılığının avantajı, özellikle şirket sahipleri ve aileleri için işletme varlıklarının korunmasında ve eşlerin ayrılığı halinde dezavantajların önlenmesinde kendini gösterir.

Özellikle şirket evliliklerinde, özel olarak hazırlanacak bir evlilik sözleşmesi, şirketin ekonomik istikrarını güçlendirebilir ve istihdamı koruyabilir.

MTR Legal Rechtsanwalt, evlilik sözleşmesi ve diğer aile hukuku. Sorularınız için ya da daha fazla bilgi almak isterseniz, bize e-posta ile veya iletişim formumuz üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bizimle İletişime geçebilirsiniz!

Hukuki bir sorununuz mu var?

Danışmanlığınızı rezerve edin – Tercih ettiğiniz tarihi çevrimiçi seçin veya bizi arayın.
Ülke çapında danışma hattı
Şimdi ulaşılabilir

Şimdi geri arama talep et

ya da bize yazın!