Organkreisindeki taşınmaz şirketlerinde ileri düzeydeki kısıtlamanın yeniden kiralama modeli kapsamında sınırlandırılması: 16 Ekim 2024 tarihli BFH Kararının Analizi
Federal Maliye Mahkemesi (BFH), 16 Ekim 2024 tarihli (Dosya No: III R 41/22) kararıyla, yeniden kiralama modeli kapsamında hareket eden bir organkreis içindeki taşınmaz şirketlerinin vergisel işleyişine ilişkin temel bir karar vermiştir. Bu karar, emlak ve şirket sektöründe faaliyet gösterenler için, Ticaret Vergisi Kanunu’nun (GewStG) 9. maddesinin 1. fıkrası 2. cümlesinde düzenlenen genişletilmiş indirimin şartları ve sınırları ile ilgili önemli netleştirmeler getirmekte olup, şirket gruplarının vergisel yapılanması üzerinde kapsamlı etkiler doğurabilir.
Arka Plan: GewStG § 9 Nr. 1 Satz 2’ye göre genişletilmiş indirim
GewStG § 9 Nr. 1 Satz 2’ye göre genişletilmiş indirim, taşınmaz şirketlere belirli ticaret vergisi gelirlerinin vergilendirilmesinden muaf olma imkânı tanır. Bu muafiyetin şartı, ilgili şirketin yalnızca kendi gayrimenkulünü yönetmesi ve kullanması veya ayrıca sermaye varlıklarını yönetmesidir. Bu düzenleme, esas olarak kendi taşınmazlarından elde edilen kira gelirlerinin ticaret vergisi kapsamında dezavantajlı şekilde vergilendirilmesini telafi etmek amacıyla özel önem taşımaktadır.
Organkresi ve yeniden kiralama modeli
Organkreisinin Temelleri
Vergisel açıdan bir organkreisi, hukuken bağımsız bir iştirakin (organgemeinschaft) ekonomik olarak ana şirkete (organträger) entegre olduğu durumda söz konusudur. Bu bağlantı, özellikle kurumlar vergisi ve ticaret vergisi bakımından önem taşımakta olup, ana şirket ile bağlı şirketler arasında ekonomik bir birliğin varlığını öngörür.
Yeniden Kiralama Modeli
Sözde yeniden kiralama modeli, bir taşınmaz şirketinin bir organkreis içinde taşınmazları kiralayan taraf olarak organträger’e bırakması ve organträger’in bu alanları tekrar üçüncü kişilere kiralaması durumunu tarif eder. Bu tür yapılanmalarda amaç, vergisel esneklikten faydalanmak ve işletme giderlerinin en verimli şekilde yerleştirilmesini sağlamaktır.
BFH Kararı: Tanımlanan yönetim modelinde genişletilmiş indirim yok
Karara konu somut olayda, bir taşınmaz şirketi organkreis içinde taşınmazını kullanmak üzere organträger’e bırakmıştı. Organträger ise bu alanları üçüncü şirketlere tekrar kiralamıştı. Şirket, yalnızca kendi taşınmazlarını kiraladığı gerekçesiyle ticari gelirlerine genişletilmiş indirim uygulanmasını talep etti; ancak bu talep ilgili vergi dairesi tarafından ve sonrasında BFH tarafından reddedildi.
Kararın Ana Bulguları
BFH, genişletilmiş indirimin yalnızca ilgili şirketin taşınmazı doğrudan üçüncü kişilere kullanıma vermesi halinde uygulanabileceğini açıkça belirtmiştir. Taşınmazların organträger’e (ve devamında tekrar kiralanarak işlevsel kullanıma açılması) kiralanması durumunda, BFH’ye göre bu husus, organträger ve organgemeinschaft aralarındaki organkreis ilişkisi ve ekonomik başarının organträger’e atfedilmesi halinde dahi, doğrudan kullanımın üçüncü kişilere bırakılması şartını karşılamamaktadır.
Gerekçe ve Sonuçlar
Bundesfinanzhof bu tutumunu öncelikle GewStG § 9 Nr. 1 Satz 2’nin lafzi ve amacıyla gerekçelendirmektedir. Mahkemeye göre, en ufak düzeyde dahi olsa taşınmazla ilgisi olmayan ticari faaliyetler veya kiralama sürecinde bir aracının devreye sokulması, genişletilmiş indirim şartlarının ortadan kalkması için yeterlidir. Özellikle organträger’in bağımsız kira verme kararının, yalnızca taşınmaz yönetimine ilişkin münhasırlığı ortadan kaldırdığı kabul edilmektedir. Belirleyici olan, alanların doğrudan dış kiracılara bırakılması olup, kendi kira verme yetkisine sahip bağlı bir şirkete yönlendirilmesi değildir.
Pratik Önemi ve Vergisel Optimizasyon Gereklilikleri
Şirket Yapılarındaki Değişiklikler
Bu karar, grup şirketleri ve taşınmaz şirketleri için, şirket yapılarını vergisel etkinlik açısından optimize etmek isteyenler bakımından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle genişletilmiş indirim gibi cazip bir araç, organkreis içinde kira ilişkileri yeniden kiralama modelindeki gibi düzenlendiğinde artık mümkün olmamaktadır.
Sorumluluk Riskleri ve Yapılandırma Alanları
Kararın yönlendirici etkileri, taşınmazların şirket grupları bünyesindeki gelecekteki hukuki ve mali düzenlemelerinde mutlaka dikkate alınmalıdır. Yargı, yapılandırma alanlarının varlığına işaret etse de, doğrudan üçüncü kişilere bırakma şartı aşılır aşılmaz, ticaret vergisi anlamında örtülü ticari faaliyete girme eşinin hızla aşılabileceğini özellikle vurgulamaktadır.
Gelecek ve Hukuki Değerlendirme
BFH kararı, grup bünyesindeki taşınmaz şirketleri için genişletilmiş indirim düzenlemeleri kapsamında yargı uygulamasına kesin bir vurgu yapmaktadır. Şirketler ve yatırımcılar, mevcut ve planlanan yapılarını bu çerçevede titizlikle analiz etmeli ve yeni şartların devam eden ve gelecekteki projelere etkisini dikkatlice değerlendirmelidir.
Süreç ayrıca, mali idarenin ve yargının, taşınmaz şirketlerine ilişkin ticaret vergisi kanunu hükümlerini büyük titizlikle uyguladığını ve yasal sınırların ihlalinin son derece dikkatli şekilde incelendiğini göstermektedir. Benzer yapılandırma ve durumlara ilişkin başka davaların da bu çizgiyi takip ederek ek gereklilikleri daha da netleştirmesi mümkündür.
Grup taşınmazlarının ticaret vergisi kapsamında değerlendirilmesine, ayrıca genişletilmiş indirime ilişkin şartlar ve sınırlar hakkında açıklığa ihtiyaç duyulması halinde, MTR Legal hukuk bürosunun avukatları ulusal ve uluslararası düzeyde hizmet vermekte; ilgili yargı kararları ışığında ticaret vergisi hukukundaki güncel gelişmeleri değerlendirmekte ve bireysel sorulara açıklık getirmektedir.
Kaynak: Bundesfinanzhof’un 16.10.2024 tarihli kararı, Az. III R 41/22