Frankfurt Bölge Mahkemesi kararı – 2-06 O 532/23 ve 2-06 O 533/23
Bir marka hakkı ihlali davasında, Frankfurt Bölge Mahkemesi 19 Eylül 2023 tarihli kararlarında sanat özgürlüğünü tescilli markanın korunmasından daha üstün tutmuş ve bir lüks çanta üreticisinin ihtiyati tedbir talebini reddetmiştir (Az.: 2-06 O 532/23 ve 2-06 O 533/23).
Marka hukuku, sınai mülkiyet korumasının temel alanlarından biridir. Şirketler, markalarını tescil ettirerek taklitlerden korunabilirler. Özellikle bir markanın karakteristik özellikleri müşterilere yüksek bir tanınma değeri sunar. Bu nedenle, kendi markanın korunması son derece önemlidir, diyor ticaret hukuk şirketi MTR Legal Rechtsanwälte, sınai mülkiyet koruması ve marka hukuku konularında danışmanlık yapan.
Marka korumasının sınırları var
Ancak marka korumasının sınırları vardır ve tescilli bir markanın karakteristik özellikleri üçüncü şahıslar tarafından kullanılabilir. Bunu, Frankfurt Bölge Mahkemesi nezdinde deneyimleyen bir lüks çanta üreticisi oldu.
Üretici, çantalarını marka hukuku açısından koruma altına almıştı. Etekler, elbiseler ve çantalar üreten bir moda markası, marka hukuku açısından korunan çantaların karakteristik özelliklerini işleyip bir moda gösterisinde ve sosyal medyada tanıttı. Bu nedenle, lüks çanta üreticisi Frankfurt Bölge Mahkemesine ihtiyati tedbir talebinde bulunarak moda markasının ürünlerini sergilemesinin yasaklanmasını talep etti.
Frankfurt Bölge Mahkemesi ihtiyati tedbir talebini reddetti
Frankfurt Bölge Mahkemesi ihtiyati tedbir talebini geri çevirdi. Çanta üreticisi bu durumda marka korumasına başvuramazdı. Böylece, mahkeme moda markasının argümanlarına katıldı. Moda markası, ürünler ve lüks çantanın belirgin özelliklerinin kullanımı ile kadınların bu çantaları sözde “Şeker Babalar” tarafından hediye edildiğine dair klişelere dikkat çekmek istediklerini belirtti. Bu süreçte, moda markası sanat ve ifade özgürlüğüne başvurdu.
Mahkeme, bu durumda marka koruması ile sanat özgürlüğü arasında bir denge kurulması gerektiğini belirtti. Moda markası, sahnelemeleri ile kadınların erkekler tarafından nesneleştirildiği ve toplumsal aksesuar olarak görüldüklerine dikkat çekmek istemişti. Moda markasının görüşüne göre, kadınlar bu rolü üstlenerek ve erkekleri “insan bankası” olarak kullanarak kendi amaçları doğrultusunda bağımsızlaşıyor.
Olay bazında karar
Frankfurt Bölge Mahkemesi nihayet, bir marka ile ilgilenmenin de sanat özgürlüğü kapsamında korunabileceği kanaatine vardı. Burada, özellikle moda gösterisinde sahnelenen ve bilinçli olarak abartılmış toplumsal temsilin dikkate alınması gerektiği ve markanın başvuru sahibinin uygulamada küçük düşürülmediği ve sade bir parça olduğu için genel olarak sanat özgürlüğü kapsamında olduğu dikkate alınmalıdır.
Sonuçta, marka hakkı ile sanat özgürlüğü arasında yapılan tartışmalarda her zaman olay bazında değerlendirme yapılmaktadır. MTR Legal Rechtsanwälte, marka hukuku alanında danışmanlık yapmakta ve sınai mülkiyet korumasında.
Bizimle iletişime geçebilirsiniz.